Periodontoloji ve Diş Eti Tedavileri
Diş Eti Hastalıkları ve Tedavileri
Sağlıklı dişlere sahip olmak hem insan sağlığı hem de görünüş açısından çok önemlidir. Sağlıklı dişlere sahip olmak için aynı zamanda sağlıklı diş etlerine de sahip olmak gerekir. Diş eti iltihabı ya da gingivits olarak başlayan ve ilerleme şekline ve türüne bağlı olarak periodontitise dönüşen diş eti hastalıklarının mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Periodontoloji diş çevresindeki dokular özelinde uzmanlaşan diş hekimliği dalıdır. Diş eti ve çevre dokularla ilgili meydana gelen hastalıklar ise periodontal hastalıklar olarak ifade edilmektedir. Periodontoloji ve Diş Eti Tedavileri
Periodontolji Nedir?
Periodontoloji dişleri çevreleyen yumuşak ve sert dokuların anatomisini inceleyen, bu dokularda meydana gelen hastalıkların teşhisi, tedavisi ve takibini yapan diş hekimliği dalıdır. Diş eti, alveolar mukoza, peridontal bağ, alveolar kemik ve sement olarak adlandırılan yapılardan oluşan peridonsiyumda meydana gelen sorunları inceleyen dal, peridontoloji olarak ifade edilebilir.
Periodontist Kime Denir?
Periodontist, periodontal hastalıkların önlenmesi, teşhis ve tedavi edilmesi süreçlerinde uzmanlaşan diş hekimleridir. Oral enflamasyon tedavisinde de uzmanlaşan periodontistler diş eti hastalıklarının teşhis ve tedavisi, kozmetik periodontal prosedürlerin gerçekleştirilmesi, dental implantların yerleştirilmesi ve bakımı gibi konularda uzmanlaşırlar.
Peridonsiyum Nedir?
Peridonsiyum hücre yapısı, protein tipleri, metabolik aktivite dereceleri, mineralizasyon ve hastalığa yatkınlık bakımında farklılık gösteren dört farklı doku tipinde oluşmaktadır. Bu dört doku diş eti, alveolar kemik, sement ve peridontal bağ (peridontal ligament) olarak adlandırılır.
Bu dört dokudan iki tanesi mineralize dokular olarak da tanımlanan sement ve alveolar kemiktir. Bu iki doku periodontal ligamentin dişi iskelete tutundurduğu dayanaklar olarak tanımlanabilir. Diş eti periodonsiyumu örten dokudur. (1)
Dişeti: Diş eti açık pembeden daha koyu pembeye kadar rengi değişen bir dokudur. Sement, peridontal ligament ve alveolar kemiği örter. Diş eti üç farklı anatomik gruba ayrılır ve her bir grup biyolojik olarak farklıdır. Serbest dişeti, inter-dental dişeti ve yapışık dişeti olarak ifade edilen bu üç farklı grubun ortak özelliği dişetinin örttüğü dokuların fiziksel ya da bakteriyel tahribata karşı korunmasını sağlamaktır.
Peridontal Bağ: Diş kökünün etrafını kaplayan kemik doku sementi alveolar kemiğe bağlayan dokudur. Sement ve kemiğe giren birkaç adet karmaşık lif grubundan oluşur. Bu bağ doku genellikle kolajen liflerden oluşur ve içerisinde kan damarları ve sinirler bulunur. Çiğneme esnasında meydana gelen mekanik yükler bu doku tarafından emilir, bu sayede dişler korunmuş olur.
Alveolar Kemik: Bu doku dişleri çevreler ve her dişi destekleyen diş yuvasını oluşturur.
Sement: Diş köklerinin dış tabakasıdır. Dişin dentin tabakasını kaplayan sement aynı zamanda peridontal ligamentin bağlandığı dokudur.
Periodontal Hastalıklar
Periodantal hastalıklar temelde dişleri çevreleyen, destekleyen dokuların enfeksiyonu ya da iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıklardır. Yapılan araştırmalarda 30 yaş üzerindeki yetişkinlerin %47,2’sinde periodontal hastalık olduğu görülmektedir. 65 yaş ve üzerinde ise bu oran %70,1’e yükselmektedir. (2)
Yaygın olarak görülen periodontal hastalıkların sınıflandırılması yaygın olarak aşağıdaki gibi yapılmaktadır.
- Diş Eti İltihabı – Gingivits
- Kronik Periodontitis
- Agresif Periodontitis
- Sistemik Hastalıkların Belirtisi Olarak Periodontitis
- Nekrotizan Periodontal Hastalıklar
- Periodonsiyum Apseleri
- Endodontik Lezyonlarla İlişkili Periodontitis
- Gelişimsel ve Kazanılmış Deformiteler
Dişeti Hastalıkları
Periodontitis genellikle diş eti hastalığı ya da peridontal hastalık olarak da adlandırılır. İlerleyen diş eti hastalıklarının kötüleşmesi periodontitise neden olur. Ağızda bakteri üremesi ile başlayan ve tedavi edilmediği takdirde diş kaybına yol açan bu durumun erken teşhis edilmesi gerekir. Tedavi edilmeyen diş eti iltihabı yani gingivits sonucunda periodontitis meydana gelme ihtimali vardır. (3)
Diş Eti Hastalıkları Nelerdir?
Diş eti iltihabı peridontal hastalığın başlangıç aşaması ya da en hafif şekli olarak tanımlanabilir. Diş etlerinin kızarmasına, kolay kanamasına ve şişmesine neden olur. Erken teşhis ve tedavi ile bu sorun ortadan kaldırılabilir. Tedavi edilmeyen diş eti iltihabı periodontite ilerler. Bu ilerleme sonucunda diş kaybı meydana gelebilir. Peridontitisin farklı formları vardır. Bu formlar arasında en yaygın olanları;
- Gingivits – Diş eti iltihabı
- Kronik Periodontitis
- Agresif Periodontitis
- Sistemik Hastalıkların Belirtisi Olarak Periodontitis
- Nekrotizan Periodontal Hastalıklar olarak tanımlanmıştır. (4)
Diş Eti Hastalığı Risk Faktörleri
Diş eti hastalığının temel nedeni dişlerde plak oluşumu ve buna bağlı enfeksiyondur ancak diş eti hastalığının ortaya çıkmasında etkisi olduğu düşünülen unsurları da göz önünde bulundurmak gerekir. Yaş, tütün ürünleri kullanımı, genetik, stres, ilaç kullanımı, bruksizim (diş sıkma), obezite veya yetersiz beslenme, sistemik hastalıkları diş eti hastalığına yakalanma riskini arttırabilir.
Yaş: Yapılan araştırmalara göre yaşın ilerlemesi ile birlikte diş eti hastalığı riskinin ortaya çıktığı görülmektedir. 65 yaşın üzerinde periodontitis görülme oranı %70 olarak ifade edilmektedir.
Tütün Ürünleri Kullanımı: Pek çok hastalıkta risk faktörü olarak görülen tütün ürünleri kullanımı diş eti hastalıklarında da riski arttırmaktadır. Tütün kullanımına bağlı diş eti hastalığı gelişimi ve ilerlemesi tütün kullanmayanlara oranla daha yüksektir.
Genetik: Bazı kişilerin düzenli ağız ve diş bakımı yapmalarına, rutin kontrollerini aksatmamalarına rağmen diş eti hastalığı yaşama ihtimallerinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Ailesinde diş eti hastalığı olan kişilerin henüz bir belirti göstermese de mutlaka rutin kontrollerini aksatmamaları gerekir.
Bruksizim: Diş gıcırdatma olarak da bilinen bruksizim dişteki destek dokuların hasar almasına ve buna bağlı olarak da diş eti hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Stres: Peridontal hastalıklar söz konusu olduğunda stres önemli bir risk faktörüdür. Diş eti hastalığına bağlı enfeksiyon oluşumunda vücut stres kaynaklı olarak zayıf düşen bağışıklık sistemi sebebiyle enfeksiyonla savaşmakta zorlanabilir bu da hastalığın ilerlemesine neden olur.
İlaç kullanımı: Bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak diş eti hastalığı riskinin artabileceğine dair çalışmalar mevcuttur.
Hastalıklar: AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklara bağlı olarak diş eti hastalığı görülme oranı artabilir. (5)(6)
Diş Eti Hastalıklarının Nedenleri?
Dişetinin diş kenarlarına yapıştığı noktalarda sulkus olarak adlandırılan küçük boşluklar oluşur. Bu boşluklarda sıkışan besinler ve/veya plaklar diş eti enfeksiyonuna ya da diş eti iltihabına neden olur. Plak ince bir bakteri tabakasıdır. Diş yüzeylerinde bu tabaka sürekli olarak oluşur. Düzenli ağız diş bakımı yapılmaması durumunda plak sertleşir ve tartar olarak adlandırılan bir yapıya dönüşür. Plak diş eti çizgisinin altına uzandığı zaman enfeksiyon oluşur. Diş eti iltihabı dişleri destekleyen yumuşak ve kemik dokulara zarar verebilir. Tedavinin geciktirilmesi sonucunda diş kaybı meydana gelir. (7)
Diş Eti Hastalıklarının Belirtileri
Sağlıklı diş etleri soluk pembe ile koyu pembe arasında bir renge sahiptir ve sıkı bir yapıya sahiptir.
- Ağız kokusu,
- Dokunmaya karşı hassas dişetleri,
- Gevşek dişler,
- Çiğneme esnasında ağrı,
- Diş etlerinin kolay kanaması,
- Fırçalama sonrasında diş fırçasında pembemsi renk değişimi,
- Dişetinin parlak kırmızı, mor, koyu kırmızı renge sahip olması,
- Diş ve dişetleri arasında iltihap,
- Dişlerin normalden daha uzun gözükmesine neden olan diş eti çekilmesi gibi belirtiler diş eti hastalıklarının habercisi olarak kabul edilir.
Kadınlarda Diş Eti Hastalıkları
Kadınlarda diş eti hastalığı belirli dönemlerde artış gösterme eğiliminde olabilir. Ergenlik, regl ve hamilelik dönemlerinde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak diş eti hastalığı görülme oranında artış olabilir. (8)
Ergenlik döneminde artan progesteron ve östrojen seviyeleri dişetlerindeki kan dolaşımının artmasına bu da diş eti hassasiyetinin fazlalaşmasına neden olur. Bu durum sonucunda hem besinlerin hem de dişte oluşan plakların meydana getireceği tahriş fazlalaşır.
Kadınlarda regl döneminde diş eti iltihaplanma riski daha yüksektir. Bu dönemde ortaya çıkan diş eti iltihabının menstrüasyon sonucunda geçmesi beklense de süreçte dikkat olunması gerekir.
Hamilelik öncesinde kadınların periodontal değerlendirmeden geçmesi önerilir. Gebelik döneminde riskin artması ve diş eti hastalığının bebek üzerindeki etkilerinin tam olarak bilinmemesi sebebiyle bu süreçte daha dikkatli olunması gerekir.
Menopoz ve sonrası dönemde kadınlarda ağız kuruluğu, dişetinde ağrı ve yanma hissi ortaya çıkabilir. Kuru ve parlak görünüme sahip dişetleri daha kolay kanar. Bu da bölgenin hassasiyetinin artmasına yani diş eti hastalığının ortaya çıkma riskinin artmasına neden olabilir. (9)
Erkeklerde Diş Eti Hastalıkları
Erkeklerde periodontal hastalıkların kadınlardan daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Erkeklerde %56,4 oranında görülen periodontal hastalıklar kadınlarda %38,4 oranında görülmektedir. (10) Yapılan araştırmalar erkeklerde diş eti hastalığının farklı sağlık sorunlarıyla da ilişkilendirilebileceğini göstermektedir. Prostat, kalp hastalıkları, iktidarsızlık ve kanser odaklı yapılan araştırmalarda periodontal hastalıklara sahip erkeklerin daha fazla risk altında olduğu görülmüştür. (11)
Çocuklarda Diş Eti Hastalıkları
Kronik diş eti iltihabı, agresif periodontitis ve genelleştirilmiş agresif periodontitis çocuklarda yaygın görülen diş eti hastalığı türleridir. Özellikle ergenlik döneminde meydana gelen hormonal değişikliklerin çocukları ve gençleri periodontal hastalıklar açısından daha riskli hale getirdiği görülmektedir.
Çocukluk döneminden itibaren ağız ve diş bakımlarının düzenli yapılması, çocukların düzenli diş hekimi kontrollerine götürülmesi erken dönemde önlem alınabilmesi açısından oldukça önemlidir. Papillon – Lefevre sendromu, Down sendromu, Ehlers Danlos sendromu olan çocuklarda diş eti hastalıkların da daha sık görülmektedir. (12)
Periodontal Hastalıklar
Tedavi edilmeyen diş eti iltihabı periodontitise ilerleyebilir. Diş eti iltihabına neden olan plak zamanla diş eti çizgisinin altına yayılır ve ilerler. Plaktaki bakterilerin ürettiği toksinler dişetlerini tahriş eder. Bu tahrişin sonunda dişleri destekleyen dokular zarar görür.
Dişetleri dişlerden ayrılır bu durumun sonucunda ise dişler ve diş eti arasındaki boşlukların enfeksiyon kapar. Hastalığın ilerlemesi ile dişetleri dişlerden daha fazla ayrılır, daha çok doku hasar alır ve nihayetinde diş kaybı meydana gelebilir.
Kronik Periodontitis
Dişlerdeki destek dokularda iltihaplanma ve kemik kaybı ile sonuçlanır. Yetişkinlerde daha yaygın olarak görülse de her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Kronik periodontitis, periodontitisin en yaygın görülen türüdür.
Agresif Periodontitis
Klinik açıdan sağlıklı kişilerde görülür. Hızlı bir şekilde ilerler ve doku yıkımı da oldukça hızlı gerçekleşir.
Sistemik Hastalıkların Belirtisi Olarak Periodontitis
Genellikle gençlerde görülür. Kalp, solunum yolları ve diyabet hastalıkları gibi sistemik durumlar ile ilişkilendirilir.
Nekrotizan Periodontal Hastalık
Diş eti dokuları, periodontal ligament ve alveolar kemik nekrozu ile karakterizedir. HIV, immünosupresyon gibi sistemik rahatsızlıkları ola kişilerde yaygın olarak görülür.
Periodontal Değerlendirme Nasıl Yapılır?
Periodontal değerlendirme tüm yetişkinlerde her yıl düzenli yapılması gereken bir değerlendirmedir. Diş, diş etleri, kemik yapısı, plaklar, ısırma şekli ve kişinin sahip olduğu risk faktörleri değerlendirmede göz önünde bulunur. Risk gruplarında yer alan kişilerin peridontal hastalıkları ilerlemeden önce önlem almaları ve tedaviye başlamaları önemlidir. Bunun yanı sıra kapsamlı periodontal değerlendirme kriterleri de ağız ve diş sağlığı ile ilgili herhangi bir sorun olmadığını düşünen kişilerde periodontal hastalıkların erken dönemde yakalanması açısından büyük önem taşır.
Periodontal Tedavileri
Periodontal tedaviler uzman diş hekimleri tarafından yapılır. Tedavilerin amacı dişlerin etrafında bulunan ceplerin enfeksiyon oluşturabilecek bakterilerden ve plaklardan iyice temizlenmesi ve bu işlemler yapılırken bölgedeki dokuların hasar görmemesidir. Hastanın durumu özelinde farklı periodontal tedavi yaklaşımları tercih edilebilir.
Ameliyatsız Tedavileri
Periodontitis ilerlemiş değilse ameliyatsız tedaviler tercih edilir. Diş taşı ya da tartar olarak adlandırılan yapıların temizlenmesi işlemi, kök yüzeylerinin düzleştirilerek daha fazla bakteri ve tartar oluşumun engellenmesi gibi uygulamalar ameliyatsız tedaviler arasında yer almaktadır. (13)
Diş Eti Grefti Ameliyatı
Aşırı diş eti çekilmesi nedeniyle diş eti dokusunun olmadığı yerlerde kökleri kapatmak ve diş eti dokusunu genişletmek için yapılan operasyondur. Donör kaynaktan alınan diş eti dokusunun çekilme olan bölgelere yerleştirmesi sonucunda diş kaybının önlenmesi ve bölgedeki dokuların daha fazla hasar görmemesi sağlanır. Bu operasyon aynı zamanda çekilmeye bağlı oluşan kötü görünümü de ortadan kaldırır.
Lazer Tedavisi
Periodontal tedavilerde amaç dokuların en iyi seviyede korunmasıdır. Lazer teknolojileri kullanılan tedavilerde lazerin sadece diş eti cebinde bulunan patojen mikroorganizmaları yok etmesi amaçlanır. (14)
Rejeneratif Prosedürler
Periodontal hastalığa bağlı olarak dişleri destekleyen kemik dokular tahrip olduğunda rejeneratif prosedürler önerilir. Bu işlem diş etinin geriye doğru katlanması, ceplerde bulunan bakterilerin temizlenmesi ve sonrasında vücudun kemik ve doku yenileme yeteneğini teşvik amaçlı kullanılan kemik aşıları ve doku uyarıcı proteinler kullanılması ile gerçekleştirilir.
Diş Kron Uzatma
Bazı durumlarda dişetleri olması gerektiğinden çok daha uzun olabilir. Bu durumda diş kronu uzatma prosedürü uygulanır. Bu uygulama fazla uzun dişetinin altında kalan ve gözükmeyen hasarlı dokuların ortaya çıkarılmasına ve tedavi edilebilmesine yardımcı olur.
Diş İmplanlatları
Periodontal hastalıklara bağlı olarak diş kaybı yaşanması durumunda implant, kaybedilen dişin yerini doldurmak için diş implantı yapılabilir.
Cep Küçültme İşlemleri
Periodontal hastalıkların bir sonucu olarak dişleri çevreleyen dokular hasar görür ve dişlerin çevresinde cep adı verilen oluşumlar meydana gelir. Cep oluşumları zaman içerisinde derinleşir ve bakterilerin daha geniş bir alana sahip olmasına yardımcı olur.
Ceplerin topladığı bakteri miktarının artması dişin çok daha fazla zarar görmesine neden olur. Bu durumu önlemek için oluşan cepler küçültülür. Ceplerin küçültülmesi işlemi evde ağız bakımı esnasında temizlenmeyecek boyutlara gelen derinliğe sahip cepler için yapılır. (15)
Plastik Cerrahi İşlemler
Periodontal hastalıklara bağlı olarak dişetlerinde ve dişlerde görünüş bozuklukları meydana gelir. Dişetinin fazla uzun ya da kısa olması, dişin uzun gözükmesi, diş kökünün açıkta kalması gibi pek çok farklı durumda hem dişlerin korunması hem de doğal görünümün sağlanması için plastik cerrahi müdahaleler yapılabilir.
Periodontal (Diş Eti) Hastalıklardan Korunma Yolları
Diş eti hastalıklarından korunmak içn öncelikli olarak ağız ve diş bakımına özen gösterilmesi gerekir. Günlük yaşamın bir parçası olarak diş fırçalama, diş ipi kullanma ve belirli aralıklarla ağız bakım suyu ile gargara yapma diş eti hastalıklarından korunmaya yardımcı olur. Bunların yanı sıra düzenli diş hekimi kontrollerinin aksatılmaması da çok önemlidir.
Sık Sorulan Sorular
Diş eti hastalıklarının erken dönemde teşhisi ve tedavisi çok önemlidir. Ağız ve diş sağlığını evde bakım ile korumak, düzenli diş hekimi kontrollerini aksatmamak da önemlidir. Dişleri günde en az iki kere fırçalamak, günde en az bir kere diş ipi kullanmak, 2 günde bir ağız yıkama suyu ile ağzı temizlemek, tütün ürünleri kullanımını bırakmak diş eti hastalıklarından korunmak için yapılabilecekler arasında yer alır. Teşhis edilen diş eti hastalıklarında doktor önerilerini yerine getirmek çok önemlidir.
Dişetlerini güçlendirmek için sağlıklı beslenmek, tütün ürünleri kullanımını bırakmak ve diş bakımına özen göstermek gerekir. Bunların yanı sıra ağız bakım sularının da 2-3 günde bir kullanımı dişetlerinin daha iyi temizlenmesine yardımcı olur. Aloe vera, ada çayı, çay ağacı yağı içeriklerine sahip ağız bakım sularının diş eti iltihabı ve iltihaba neden olan plaklar üzerinde olumlu etkileri olabileceği yapılan araştırmalar sonucunda gözlemlenmiştir. (16)
Diş ve dişetlerinin düzenli bakıma ihtiyacı vardır. Ağız ve diş bakımlarının günlük hayata entegre edilmesi çok önemlidir. Bunun yanı sıra beslenme alışkanlıklarının sağlıklı hale getirilmesi de diş ve dişetleri açısından büyük öneme sahiptir.
Diş eti hastalığının doğrudan bir vitamin eksikliği ile ilişkilendirilmesi doğru olmasa da insan sağlığı açısından kritik öneme sahip olan bazı vitamin, mineral ve aminoasitlerin eksikliğinin diş eti sağlığı üzerinde etkisi olabileceğini gösteren araştırmalar vardır. C vitamini, Omega 3, D vitamini, Kompleks B vitamini, çinko eksikliği diş eti hastalıklarına sahip olan kişilerde yaygın görülmektedir. Sağlıklı beslenme bu nedenle ağız ve diş sağlığı açısından çok önemlidir.
Sağlıklı dişetleri renk ve yapı olarak bezer özelliklere sahiptir. Açık pembe ile koyu pembe aralığında renge sahip olan, gevşek görünümü olmayan dişetleri sağlıklı kabul edilir. Dişetlerinde kızarıklık, morumsu renk, gevşek görünüm bir sorun olduğuna işaret eder. Ağız kokusu da dişetlerinde bir sorun olduğunun göstergesidir.
Diş eti beyazlaması dişetlerinde bir sorun olduğuna işaret edebilir. Diş eti çekilmesi, gingivits, lökoplaki gibi farklı nedenlere bağlı olarak diş eti beyazlaması meydana gelebilir.
Diş eti tedavisinde farklı yaklaşımlar söz konusundur. Bu nedenle hastanın detaylı değerlendirilmesi ve sorunu özelinde tedavi yapılması esastır.
Diş eti tedavisinin ne kadar süreceği hastalığın ne kadar ilerlediği, hangi tedavinin uygulanacağı gibi kriterlere bağlı olarak belirlenir.
Diş eti büyümesi tedavisinde farklı yaklaşımlar tercih edilebilir. Öncelikle büyümeye neden olan durumun bulunması ve tedavinin buna bağlı olarak planlanması gerekir. Düzenli ağız bakımı ve diş eti hastalığının tedavisi sonucunda diş eti büyümesinde gerileme olmazsa cerrahi müdahale ile dişetlerinin küçültülmesi gündeme gelir.
Diş eti çekilmesi ya da periodontitis yaygın olarak görülen bir durum olsa da önlenebilirdir. Düzenli ağız ve diş bakımı, diş hekimi ziyaretlerinin aksatılmaması çok önemlidir. Özellikle risk gruplarında yer alan kişilerin daha sık diş hekimi ziyareti gerçekleştirmesi gerekir.
Diş eti çekilmesi hangi seviyede olduğuna bağlı olarak farklı yaklaşımlar ile tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Ancak sorunun teşhis edilmediği, bu nedenle de herhangi bir müdahalenin yapılmadığı durumlarda diş kaybı meydana gelebilir.
Diş eti tedavisi yapılırken tedavi şekline göre bölgeye lokal anestezi verilir ve bu sayede uygulama esnasında herhangi bir şekilde ağrı ya da acı hissedilmez.
Tuzlu su ile ağız temizliğinin erken dönemde diş eti iltihabında rahatlatıcı etkisi olduğu bilinir. Ancak bu etkinin doğrudan tedavi edici olmadığı unutulmamalı ve geç kalınmadan bir diş hekimine gidilmelidir.
Kaynaklar
(1) https://www.sciencedirect.com/topics/immunology-and-microbiology/periodontium
(2) https://www.cdc.gov/oralhealth/conditions/periodontal-disease.html
(3) https://www.webmd.com/oral-health/guide/gingivitis-periodontal-disease
(4)https://www.perio.org/consumer/types-gum-disease.html
(5) https://www.healthline.com/health/gingivitis#risk-factors
(6) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23574464/
(7) https://www.healthline.com/health/gingivitis#causes
(8) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28277873/
(9)https://www.perio.org/consumer/gum-disease-and-women
(10) https://www.cdc.gov/oralhealth/conditions/periodontal-disease.html
(11) https://www.perio.org/consumer/gum-disease-and-men
(12) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4098882/
(13) https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/periodontitis/diagnosis-treatment/drc8-20354479
(14)https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1200692
(15) https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/periodontitis/diagnosis-treatment/drc-20354479